Rusya ve Ukrayna arasındaki gerginlik, geçtiğimiz haftalarda Putin’in ilan ettiği Paskalya ateşkesi ile bir nebze azalsa da, bu durum sadece kısa bir süreliğine geçerli oldu. Ateşkesin sona ermesiyle birlikte, çatışmalar yeniden kızıştı ve bölgede hayatı kaybedenlerin sayısı artmaya başladı. Uluslararası gözlemciler ve politik analistler, yaşananların sadece iki ülke arasındaki çatışma değil, aynı zamanda dünya dengeleri üzerinde de etkiler yaratan bir durum olduğu görüşünde birleşiyor.
Putin’in 5 Nisan 2023 tarihinde ilan ettiği Paskalya ateşkesi, dini bir bayram olan Paskalya’nın ruhuna uygun olarak bir periyotta çatışmalara son verme amacı taşımaktaydı. Ancak, bu ateşkesin devam etmemesinin birçok nedeni var. Öncelikle, ateşkes süresince her iki taraftan gelen karşılıklı suçlamalar, ateşkesin sürdürülebilirliğini etkileyen önemli bir faktör oldu. Ukrayna, Rusya’nın ateşkesi birçok kez ihlal ettiğini ve saldırılara devam ettiğini iddia ederken, Rus yetkilileri de Ukrayna tarafının ateşkes şartlarına uymadığını savundu.
Uzmanlar, bu süreçte yaşanan buluşma ve diyalogların yetersizliğinin de önemli bir etken olduğunu vurguluyor. Her iki tarafın da bir çözüm arayışında olduğu iddiası, çoğu zaman pratikte pek işlemedi. Ayrıca, Batılı ülkelerin Ukrayna’ya desteği, Rusya durumu daha da zorlaştırıyor. Silah yardımları ve ekonomik destek, Ukrayna’nın kendine olan güvenini artırırken, bu durum Rusya açısından bir tehdit olarak algılanıyor.
5 Nisan itibarıyla başlayan ateşkes, 10 gün kadar sürdü. Bu süre boyunca, bazı bölgelerdeki siviller Sakin bir nefes aldı. Ancak ateşkesin sona ermesiyle birlikte, saldırıların şiddeti tekrar yükseldi. Özellikle doğu Ukrayna’da, çatışmaların yoğunlaştığı Donetsk ve Luhansk bölgelerinde can kayıpları arttı. Her iki taraf da karşılıklı olarak bombardımanlara başladı; bu durum, sivil yerleşim yerlerinin de hedef alınmasına yol açtı. Uluslararası insan hakları organizasyonları, bölgedeki sivil kayıpların artması sonucu endişelerini ifade etti ve sorumluların hesap vermesi gerektiğini vurguladı.
Birçok analist, çatışmaların yeniden başlamasıyla birlikte uluslararası toplumun tepkisinin de artacağını öngörüyor. Batılı ülkelerin, Türkiye’nin etkisiyle bir çözüm arayışında olduğu biliniyor; ancak Rusya’nın buna nasıl cevap vereceği belirsizliğini koruyor. Politika uzmanları, özellikle NATO’nun bölgedeki duruşunun da Rusya üzerinde baskı oluşturabileceğine inanıyor. Fakat, Putin’in tepkisel davranışlarının daha da sertleşmesi ve sürecin daha kanlı bir hale gelmesi ihtimali, dünya genelinde kaygı yaratmaktadır.
Sonuç olarak, Putin’in Paskalya ateşkesi, iç politikada bir rahatlama sağlamış olsa da, uluslararası arenada durumu daha karmaşık bir hale getirmiştir. Savaşın getirdiği yıkımın yanı sıra, insani boyutunun da göz ardı edilmemesi gerektiği her fırsatta dile getirilmektedir. Savaşın sonlanması için gereken diyalog yollarının bir an önce açılması, tüm dünyanın ortak isteği haline gelmiştir. Bölgedeki gerginliğin artması, dünya genelindeki enerji piyasalarına ve ekonomik dengeye etki ederken, insan toplumunun en temel hakkı olan barış ve huzurun sağlanması acil bir hal almıştır.