Son zamanların en çok konuşulan cinayet davalarından biri olan Özlem'in katilinin, olayın ardından 112’yi aradığı ve durumu bildirdiği bilgisi medyaya yansıdı. Ancak bu itirafın, katilin yargı sürecinde hafifletici neden olarak dikkate alınmayacağı belirtildi. Olayın detayları ve yasal süreç ile ilgili tüm bilgilere gelin birlikte göz atalım.
Özlem, geçtiğimiz ay İstanbul'da evinde ölü olarak bulunmuştu. Cinayet şüphesiyle başlatılan soruşturma sonucunda, Özlem'in ev arkadaşı olduğu belirtilen ve daha sonra tutuklanan katil, olayın hemen ardından 112 Acil Servisi aradı. Arama kaydına göre katil, "Bir şey yaptım, hemen gelin!" şeklinde panik dolu bir ses tonuyla yardım talep etti. Bu durum, olayın hemen ardından panik içinde yapılan bir itiraf olarak değerlendirildi. Ancak jandarma ve savcılık, kanıtları ve olayın seyrini göz önünde bulundurarak bu telefon görüşmesini hafifletici bir sebep olarak değerlendirmedi.
Yasal süreçte, katilin acil servisi aramasının durumu hafifletici bir sebep sayılmaması, Türk Ceza Kanunu'na dayanmaktadır. 5237 sayılı TCK'nın 29. maddesinde yer alan 'saldırıya uğramanın veya zorda kalmanın ikna edici delillerle gösterilmesi' gerektiği vurgulanıyor. Delillerin incelenmesi sırasında, katilin Özlem’e karşı gerçekleştirdiği eylemin, önceden planlı olup olmadığına bakılacak. Olay yerinde bulunan kanıtlar, tanık ifadeleri ve katilin geçmişi, suçun niteliğini belirleyen unsurlar arasında yer alacak.
Uzmanlar, bu tür durumlarda dediğimiz gibi, bir kişinin psikolojik durumu ve o anki ruh hali çok kritik olabiliyor. Ancak yasal süreç, ruhsal rahatsızlık veya anlık paniğin, cinayet gibi ağır bir suçta hafifletici sebep oluşturmayacağını öngörüyor. Eğer katil, Özlem’e karşı zorunlu bir savunma durumunda olmadığını ispat edecek deliller sunamazsa, yargılama sürecinin sonuçları ağır olabilir.
Özlem’in ailesi ise yaşanan olay karşısında büyük bir acı içindeler. Aile avukatı aracılığıyla yaptığı basın açıklamasında, “Bu durum bizim için kabul edilemez. Özlem’in hayatını kaybetmesi hiç kimse için hafifletici bir sebep olamaz. Adaletin yerini bulmasını bekliyoruz” dedi. Özlem’in arkadaşları ve yakınları da sosyal medyada #ÖzlemİçinAdalet etiketi ile yürüyüşler düzenleyerek adalet talep etmeye devam ediyor.
Özlem’in katili hakkında açılan davanın ilk duruşması, toplumda büyük bir etki yarattı. Medyada konuyla ilgili geniş bir yer bulmasını sağlayan bu durum, insanların adalet arayışının ve suçun cezasız kalmaması gerektiğinin altını çizerken, aynı zamanda kadına yönelik şiddet konusundaki farkındalığın artmasına da neden oldu. Bu tür olayların önüne geçmek amacıyla sosyal medya üzerinden yapılan kampanyalar da dikkat çekiyor.
Sonuç olarak, Özlem’in katilinin 112’yi araması yasal süreçte hafifletici bir sebep olarak kabul edilmese de, hem bu olay hem de benzeri davalarda toplumda derin izler bırakan travmaların, insanları nasıl etkilediği bir kez daha gözler önüne serildi. Gelecek duruşma ve gelişmeler, bu büyük acının aydınlatılmasına yardımcı olacağı umudunu taşıyor.