Marmara Denizi, 2023 yılının sonlarına yaklaşırken, 3 büyüklüğünde bir depreme sahne oldu. Bu durum, bölgedeki yıllardır süregelen deprem endişelerini yeniden gündeme getirdi. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), depremin merkez üssünü Marmara Denizi’nin açıkları olarak belirledi. Depremin derinliği ise 12 kilometre olarak kaydedildi. Yerel saatle 14:23’te meydana gelen sarsıntı, özellikle İstanbul’un bazı bölgelerinde hissedildi. Bu tür depremler, yer altındaki fay hatlarının hareketliliği nedeniyle sık sık yaşanan bir durum olmasına rağmen, yine de halk arasında paniğe neden oldu.
Depremin ardından sosyal medyada birçok kullanıcı, yaşadıkları korku dolu anları ve hissettikleri sarsıntıyı paylaştı. İstanbullular, özellikle sağlam yapılar ve deprem yönetmelikleri hakkında endişelerini dile getirirken, bazıları ise ‘bu sarsıntının daha büyük bir depremin habercisi olup olmadığı’ konusunda spekülasyonlarla dolu mesajlar yazdı. Uzmanlar, Marmara Bölgesi’nin deprem açısından riskli bir alan olduğunu vurgulayarak, “3 büyüklüğündeki sarsıntılar, daha büyük depremlerle sonuçlanabilir” uyarısında bulundu. Bölgede meydana gelen bu deprem, 1999 Gölcük depremi gibi büyük felaketlerin hatırlanmasına neden oldu ve halkı yeniden hazırlık yapmaya teşvik etti.
Depremin ardından uzmanlar, depremin büyüklüğü ve merkez üssüne dair detaylı açıklamalar yaptı. İstanbul Teknik Üniversitesi’nden deprem bilimci Prof. Dr. Ahmet Karamolla, konuyla ilgili yaptığı basın toplantısında, "Marmara Denizi’nde meydana gelen bu tür küçük depremler, genellikle fay hattının hareketliliğine işaret eder. Ancak, büyük depremlerden önceki tetikleyici sarsıntılar arasında yer alabilir" ifadelerini kullandı. Prof. Karamolla, bu tür sarsıntıların sıklıkla yaşandığını, fakat halkın dikkatli olmasının önemli olduğunu da sözlerine ekledi. “Bireylerin kendi güvenlikleri için deprem anında ne yapacaklarını bilmeleri, büyük önem taşır” dedi.
Bölgedeki sakinlerin, deprem anında nasıl hareket etmeleri gerektiği konusunda bilgilendirilmesi gerektiğini vurgulayan uzmanlar, deprem hazırlıklarının yapılmasının ve bu konuda toplumda farkındalık yaratılmasının önemine dikkat çekti. Özellikle yaşlılar ve çocuklar başta olmak üzere tüm bireylerin acil durumlar için eğitilmesi gerektiği ifade edildi. Eğitim programlarının arttırılması ve pratik tatbikatların düzenlenmesi gerektiği de uzmanların önerileri arasında yer aldı.
Son olarak, Marmara Denizi’nde meydana gelen 3 büyüklüğündeki depremin ardından, bölgedeki yapıların güvenliği noktasında yapılacak denetimlerin artırılması gerektiği dile getirildi. Halkın yanı sıra kamu kurumlarının da deprem konusunda daha fazla önlem alması gerektiğini belirten uzmanlar, bu tür olayların yaşanmaması için gerekli planların titizlikle uygulanması gerektiğini önemle vurguladı.
Sonuç olarak, Marmara Denizi'nde yaşanan bu beklenmedik deprem, sadece bir uyarı niteliği taşımadı, aynı zamanda bölgedeki yaşam standartlarının ve hazırlıkların gözden geçirilmesi gerektiğini ortaya koydu. Depremsiz günlerin özlemiyle, halkın ve yetkililerin bu konuda daha dikkatli ve tedbirli olması gerekmektedir.