Son günlerde İsrail’in Gazze’ye yönelik gerçekleştirdiği hava saldırıları, bölgedeki sivil halka büyük bir yıkım getirdi. Geçtiğimiz 24 saat içinde 153 Filistinli’nin hayatını kaybetmesi, dünya genelinde büyük bir infiale yol açtı. Saldırıların yoğunluğunun artırılmasıyla birlikte, Gazze’nin zorlu koşulları bir katman daha derinleşti. Savaşın dehşetinin etkisi altında kalan bölge halkı, çaresiz bir şekilde hayatta kalma mücadelesi veriyor.
Gazze, uzun yıllardır süregelen çatışmalar ve abluka nedeniyle büyük bir insani krizin pençesinde. Gıda, su ve temel sağlık hizmetlerinden yoksun olan bölge halkı, yıllardır sürdürülen bu politikaların ağırlığı altında ezilmekte. Özellikle son saldırılardan sonra, sağlık sisteminde yaşanan çöküşler, yaralıların tedavi edilmesinde büyük aksaklıklara neden oluyor. Hastaneler hasta dolup taşarken, tıbbi malzeme eksikliği ciddi bir tehdit oluşturmakta. Birçok aile, sevdiklerini kaybetmenin acısıyla baş başa kalarak yaşam mücadelesi vermekte.
Birçok ülke, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına şiddetle karşı çıktığını ifade ediyor. Birleşmiş Milletler ve çeşitli insani yardım kuruluşları, sivil kayıpların artmasının durdurulması için acil çağrılarda bulunuyor. Öte yandan, uluslararası toplumun bu krize yönelik etkin bir çözüm üretememesi, Gazze’deki insani krizinin derinleşmesine neden oluyor. Çatışmaların sona ermesi ve kalıcı bir barış ortamının sağlanması için diplomatik çabaların artırılması gerekliliği, dünya gündeminde öne çıkıyor.
Filistin halkının yaşadığı acılar sadece bölgedeki insanlar için değil, tüm insanlık için bir utanç kaynağı. Bu zulmü engellemek, sadece Filistin’in değil; insanlığın ortak sorumluluğudur. Saldırılar sonlandığında bile bu yaraların iyileşmesi yıllar alacak. Ancak, bu acı dolu süreçte uluslararası dayanışma, Filistin’in geleceği açısından kritik öneme sahip. Şimdi, barışseverlerin sesini yükseltme ve zulme dur deme zamanı.
Günler geçtikçe artan bu insanlık dramı, aslında bir ayna niteliğinde; zira bu yaşananlar sadece Gazze’de değil, dünya genelinde savaşların yıkıcılığını gözler önüne seriyor. Hangi coğrafyada olursa olsun, savaşların yaşandığı yerlerde masum insanlar en çok acıyı çekerken, liderlerin ellerinden geleni yapmadıkları birtakım inisiyatiflerle bu ölümlerinin bir nebze olsun durdurulmasına yönelik çabalar sarf edilmeli. Unutulmamalıdır ki; adalet ve barış, herkes için hayati önem taşımaktadır.